18 Nisan 2020 Edisyonu
Küresel salgın dolayısıyla alınan önlemler sanat etkinliklerinin de alışık olduğumuz fiziksel ortamda gerçekleşmesine izin vermiyor. Yine de bu kriz zamanını fırsata çevirmek için yapabileceğimiz bir şeyler var. Dünyanın pek çok büyük ve önemli müzesi bazı sergilerini çevrimiçi erişime açtı. Hatta bazı galeriler de sergilerini dijital ortama taşıyor ya da yeni sergilerini tamamen sanal mecrada gerçekleştirmeyi planlıyor. Sanat piyasasında çevrimiçi koleksiyonerlik, fikir hakları ve çevrimiçi sergilemede farklı yaklaşımlar tekrar gündeme geldi. Bundan sonra da bu gündem maddeleri sanat dünyasında çok önemli bir yer tutacak gibi görünüyor.
Bir ay boyunca her cumartesi güncellenecek olan bu sayfadaki ilk seçkimizde izleyebileceğiniz 5 farklı çevrimiçi sergiyi listeledik. İyi seyirler!
*
Félix Fénéon: Anarşist ve Avangart — Signac'tan Matisse'e ve Ötesine, MoMA
The Museum of Modern Art (MoMA) Museum From Home adında bir programla sanat tarihinden örneklerle çevrimiçi etkinliklerini sürdürüyor.
İzleyiciye açtıkları son sergi Félix Fénéon hakkında. Belgeler ve işitsel-görsel dokümanlarla 19. yüzyılın önemli sanat eleştirmeni Félix Fénéon hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Félix Fénéon 1861 doğumlu bir anarşist ve sanat yazarı. Post-empresyonist akımlardan ’Neo-empresyonizm’’ terimini literatüre kazandırmış. Arthur Rimbaud ve Comte de Lautréamont’ın şiirlerinin düzeltilerini yapmış ve bu şiirlerin kitap hâline gelmelerinde önemli rol oynamış Fénéon. Pek çok isim eleştirmenin çizimini yapmış. Yukarıda gördüğünüz Paul Signac’ın ikonik Fénéon tasviri bunlardan en bilineni.
SALT Galata'da 13 Nisan - 24 Haziran 2012 tarihlerinde gerçekleşmiş olan sergi Google Arts and Culture'da erişime açıldı. Türkiye'nin modernleşme serüvenine mimari tasarım odaklı bir çerçeveden bakan Modern Denemeler serisinin dördüncü sergisi olan SALON, 1960'ların Ankara'sından üç boyutlu kesitler sunuyor. Özenli ve yalın tasarımlara sahip salonlara konuk olduğumuz sergi, mimarlık ve kültür tarihi gibi alanlarda araştırmalarını sürdüren kişilere olduğu kadar alan dışından izleyiciye de dolu dolu bir içerik sunuyor.
Berkay Tuncay'ın Sanatorium'daki kişisel sergisi bu ilginç ismi başlığını Hande Yener'in, sözlerini Sezen Aksu'nun yazdığı Kibir adlı şarkıdan alıyor. Popüler kültürün dijitalleşmeyle nasıl dönüştüğünü ve alışkanlıklarımızı da nasıl dönüştürdüğünü sorgulayan sergideki işler internet memlerinin büyük ölçekle duvara resmedilmiş hallerinden çeşitli yerleştirmelere kadar çok farklı medyumlarda görülebiliyor. Bir anlamda dijital dünyanın insanı tek tip ve katılaşmış bir hâle sokmasını gözler önüne seren işler eleştirel olduğu kadar eğlenceli.
İnsan tuhaf, ne hoyrat, ne şaheser ve nasıl ilkel hayret. sergisini 31 Mayıs'a kadar görebilirsiniz.
2010-2018 yılları arasında 35 farklı sergiyi izleyiciyle buluşturan Arter, 13 Eylül 2019'da Dolapdere'deki yeni yerinde daha büyük bir mekânda ve oldukça kapsamlı bir programla ziyarete açılmıştı.
Arter, izolasyon günlerinde eve kapanmışken sesin imkânları üzerine düşünmemizi sağlayan kendi koleksiyonundan 8 videoluk bir seçkiyi gösterime açtı. Türkiye'den ve dünyadan 8 sanatçının sesle olan pratiklerini görünür kılan bu seçki çağdaş sanatta sesin yeri hakkında bir izlenim edinmek isteyenler için de keyifli bir fırsat.
Seçkide yer alan sanatçılar:
Nevin Aladağ Ali Mahmut Demirel
Cevdet Erek Ayşe Erkmen
Annika Kahrs Mikhail Karikis & Uriel Orlow
Sophia Pompéry Sarkis
#evdeçal seçkisine 15 Mayıs'a kadar ulaşabilirsiniz.
Danimarkalı sanatçı Jakob Kudsk Steensen hayal gücü, teknoloji ve ekolojinin buluştuğu noktanın üzerine gidiyor, Catharsis adlı sergisinde ekolojik bir düşünce biçimini pratikle buluşturduğu slow media adı verilen bir kavram ortaya koyuyor. Slow media, dijital teknolojileri doğal dünyaya dikkat çekmek amaçlı kullanarak ekolojimizin geleceği için yeni anlatılar kurmayı amaçlıyor.
Catharsis için büyük ölçekli bir dijital yerleştirme dememiz mümkün. Görkemli bir deneyim vaat eden görmeye değer bir sergi bu.
Sergiye, 31 Mayıs'a kadar çevrimiçi olarak ulaşmanız mümkün.